Mittwoch, 25. Juli 2012

ABDULLAH ÖCALAN, MİHRAC URAL İÇİN NE DERDİ?

Bundan bir kaç gün önce Kürt bir arkadaşla sohbet ederken söz döndü dolaştı AbdullahÖcalan, Suriye ve elbette Mihrac Ural adlı bizim soytarıya geldi. Mihrac Ural’dan söz edilirken. Benim sürekli olarak Mihrac adını kullanmayıp ‘’bizim soytarı’’ diye bahsetmem üzerine, arkadaşın, ‘’siz onun soytarı olduğunu çok geç anladınız, oysa biz çoktan biliyorduk’’ demez mi… Bizim bilmediğimiz(!) özel bir duyumlarının olup olmadığını sordum. Çok güldü. ‘’Muhabarat’ın Hatay şubesi olması yetmez mi?’’ diye cevapladı ve taa başından beri bu adamın tam bir komedyan olduğunu,devrim diye hiçbir tasasının bulunmadığını, Suriye’deki ilişkilerinin iç yüzünü az çok bildikleri için hakkında herkesten (başka örgütleri kastederek) daha çok bilgi sahibi olduklarını anlattı. Devamla,’’ o adam, aklı sıra PKK’yi kullandığını düşünüyordu ama PKK’yi bilmediği için PKK tarafından kullanıldığını bugün bile anladığını sanmıyorum’’dedi. Kendisine, internet sitelerinde yaptığı hokkabazlıklarından, Suriye yaltakçılığı ve PKK şaklabanlığı yapmaya devam ettiğinden bahsettim. Çok güldü ve’’ onun başka hiçbir çıkar yolu yoktur, o adam ömrünün sonuna kadar PKK dostuymuş(!) gibi kendini pazarlamaya mahkumdur’’ diye cevapladı. Hiç şaşırmadım. Herkesin bu soytarı için ne düşündüğünü bildiğim için şaşırmadım. Üstelik de, sözünü ettiğim arkadaşın, herkesin bildiğinden daha çok şey bildiğine tanık olmama rağmen şaşırmadım. Sohbet sırasında arkadaşın bana söylediği ,’’ onun başka hiçbir çıkar yolu yoktur. O adam ömrünün sonuna kadar PKK dostuymuş gibi kendini pazarlamaya mahkumdur’’ cümlesinin satır aralarını çok iyi okumama rağmen ‘’mahkumdur’’ ifadesinin ne anlama geldiğini sorma gereğini dahi duymadım, düşünmedim. Abdullah ÖCALAN’ın, Mihrac Ural hakkında ne düşündüğünü en iyi bilenlerdenim. Daha önce bu sitede benim dışımda başka bazı arkadaşlar da yazdılar. Örneğin Ayhan KARMIŞ ( Arap Ayhan) yazdı. Arap Ayhan, Suriye’nin Lazkiye şehrinde, yanında Gökhan SAÇ( SAMİ) yoldaş olduğu halde dolaşırken karşılaştıkları Mihrac Ural ve çetesi tarafından, yolları kesilerek silah zoruyla kaçırılıp işkence ile öldürülen Merkez Komite yedek üyemiz ve Libya sorumlusunun kurtarılması için yardım etmesi için Abdullah Öcalan’ın yanına gittikleri esnada ,PKK genel başkanı A.Öcalan yoldaş’ın Mihrac Ural hakkında ne düşündüğünü bu sitede yazdı. Arap Ayhan’dan başka Haydar YILMAZ yoldaşımız da yazdı. Haydar Yılmaz, Suriye’de Abdullah ÖCALAN ile yaptığı görüşmeler esnasında Mihrac Ural hakkında,’’ O adam devrimci falan değil, SAHTEKARDIR, ÇELEPÇİDİR’’ dediğini yazdı. Daha da ötesi, Abdullah Öcalan, Kenya’dan Türkiye’ye getirildikten sonra alınan ifadesinde bizzat kendisi söyledi ve söyledikleri resmi kayıtlara geçti. Ne söylediğini bizzat görmek isteyenler internet sitelerinde ‘’Abdullah Öcalan’ın sorgusu’’nu okuyabilirler. Orada, ‘’Acilciler Hatay’da güçlü oldukları halde, bizim o bölgedeki gerilla faaliyetlerimize destek olmadılar, bize yardım etmediler’’ demektedir. Bütün bu gerçekler ortada dururken Mihrac Ural’ın, 30 senedir Abdullah Öcalan güzellemesi(!) yaparak, PKK sevdalısı havalarında dolaşmasına ne demeli.? 30-35 yıl öncesinin Abdullah Öcalan fotoğraflarını temcit pilavı gibi allayıp pullayarak daha dün beraberlermiş ğibi her gün sitesinde yayınlayarak ne yapmaya çalışıyor dersiniz? Böyle yaparak, Abdullah Öcalan ve PKK için kurduğu tuzakların ortaya çıkmasını önlemeye, bu tuzakların PKK tarafından açıklanmasını geciktirmeye mi? PKK’lı arkadaşın ‘’mahkundur’’ diye üzerine basarak anlatmak istediği bu olabilir mi? Bilmiyorum. Bildiğim tek şey, Mihrac URAL adlı Muhabarat ajanı, işbirlikçi hain’in Abdullah ÖCALAN’a karşı beceremediği SUİKAST planının belgelerinin Abdullah ÖCALAN’ın elinde olduğudur. Adı geçen BELGE, daha sonra kendisinde Mihrac URAL tarafından Suriye’de kurşunlanarak öldürülen Merkez komite yedek üyemiz Karataş’lı YUSUF tarafından Ayhan KARMIŞ (Arap AYHAN)a verilerek Abdullah Öcalan’a bizzat elden verildiğidir. Ayhan Karmış tarafından bu site’de yayınlanan ‘’MİHRAC URAL’dan ABDULLAH ÖCALAN’a SUİKAST GİRİŞİMİ’’ adlı yazı tekrar okunarak daha geniş bilgi sahibi olunabilinir. Mihrac Ural’ın bütün korkusu budur. Bu belgenin PKK tarafından kamuoyuna açıklanabileceği korkusudur. Abdullah ÖCALAN yoldaş’ın İtalya’da bulunduğu dönemi hatırlayınız. Kendileri İtalya’da olduğu dönem, aynı tarihlerde‘’ Yeni Gündem’’ gazetesi adına çalışan ve kadın örgütleri adına Orta- Asya’ya gitmek üzere hazırlık yaparken, yolculuk öncesi Öcalan ve yoldaş arasında yapılan bir telefon konuşması sırasında, Abdullah Öcalan’ın bir sorusu üzerine, yoldaş’ın ‘’eski bir Acilci’’ olduğunu söylemesi üzerine, sarf ettiği sözler var. ‘’ yaaa öyle mi ?demek sen o O..... çocuğunun örgütündeydin, o devrimci falan değil o bir O. ....çocuğudur’’ demiştir. Mihrac Ural’a bu site’de değişik arkadaşlar tarafından çağrı yaptık, tek tek ve ortak çağrı yaptık.’’ İçerisinde PKK temsilcisinin de olacağı isteyen tüm devrimci örgüt temsilcilerinden oluşan bir komisyon kuralım, iddialarını ve bizim söylediklerimizi ortaya koyup araştırtalım’’dedik. Ne karar verilirse herkes önkoşulsuz bu kararı kabul etsin dedik. Duymadı. Öcü gibi korktu ve hiçbir cevap veremedi. Devrimcilerin katilidir dedik, en az 10 yoldaşımızı öldürdüğünü söyledik, kimleri nasıl nerede ve niçin öldürdüğünü isim isim saydık. Tasfiyeci olduğunu söyledik. Kendi itiraflarını yayınladık, ‘’ben acilcileri ehlileştirdim’’ diye yazdığını ortaya koyduk ve sorduk. ‘’nasıl ehlileştirdin? Ne adına kim adına ehlileştirdin? Dedik. Cevap veremedi. Türkiye’ye giden yoldaşlarımızı polise ihbar ederek yakalattığını yazdık. Sadece Acilcileri ihbar etmediğini, Uzanabildiği tüm devrimcileri de ihbar ettiğini yazdık, Suriye’de MUHABARAT’a, Türkiye’de MİT’e ihbar ettiğini söyledik. Bedri YAĞAN olayının çarpıcı yönlerini delilleri ile birlikte yazdık. Filistinli örgütlerin silahlarını Lübnan’da kaçakçılara satarken yakalandığını yazdık. Önüne gelen herkesi MİT ajanlığı ve itirafçı olarak suçlamasına karşın, asıl itirafçı ve MİT ajanının kendisi olduğunu belgeledik. Tek bir fiske yemeden ‘’acilcileri ehlileştirme’’ sözü vererek kurtulduğunu(!) belgeledik. Eroin- esrar tüccarlarının numune taşıyıcısı olduğunu isim vererek yazdık ve zehir tüccarları arasında çıkan anlaşmazlığı taraflardan birini öldürerek karşı taraftan para aldığını belgeleriyle ortaya koyduk. Örgüt mallarına el koyan bir hırsız olduğunu yazdık. Milyonlarca doların ve Suriye’deki gayrimenkullerinin dökümünü kendi kaleminden (çetleşmelerinden) alarak yayınladık. MİT ajanları ve polis işbirlikçileri ile işbirliği yaptığını belgeledik. ALİ HAMAM olayını tüm yönleriyle defalarca yazdık Son olarak, Türkiye’de bazı gariban eski Acilcileri kullanarak onlarla birlikte çek-senet ve ihale sahtekarlığına soyunduğunu, bu pisliklerini Acilciler ismini kullanarak yapmaya çalıştığını, kullandığı kişilerden ÖMER ÖDEMİŞ’in POLİS İFADESİNİ yayınlayarak belgeledik.. Mehmet AĞAR adlı derin devletin azılı katili ile İŞBİRLİĞİ İÇERİSİNDE olduğunu da belgeledik. 40 yıllık kadım dostu diye göklere çıkarttıgı MEHMET YAVUZ adlı eski bir Acilci olan pislik adamın Mehmet AĞAR’ın adamı olduğunu BELGELEDİK. Ben acilciyim diye bizlere küfreden MEHMET YAVUZ’un polis ifadesini yayınladık ve Mehmet AĞAR’ın genel başkan olduğu dönemde Doğru Yol Partisi’nin Mersin İl Başkanı yardımcısı olduğunu ve aynı partiden milletvekili aday adayı olduğunu belgeledik. THKP-C ACİLCİLER örgütünün tüm eski militanları ve devrimciler önünde tartışmayı da teklif ettik. Gelebilir mi? Elbette gelemez. Bakmayın siz onun, internette ayıp tuttuğuna, Bakmayın siz onun PKK yardakçılığı ve Abdullah Öcalan sevdası(!)na. O sadece Kürt halkının değil, devrimci olan herkesin düşmanıdır. Kuru sıkı söylemlerle insanların aldatılmaya çalışıldığı dönem çoktan kapanmıştır. Sen kimsin? Ne yapıyorsun? Hani ne yaptın? Denildiği zaman geçmişin ve bugünkü duruşunla cevap verebiliyor musun? Geçmişin ve bugünkü duruşun arasında uyumluluğu kanıtlayabiliyor musun? Önemli olan budur. İBRAHİM YALÇIN Mihrac Ural bunlara cevap verebilir mi? Vermez, Veremez. Geçmişini teker teker ortaya serdik. Bugünkü konumunu tüm çıplaklığı ile belgelerle ortaya koyduk. İşbirlikçi bir hain olduğu konusunda kimsenin şüphesi kalmamıştır. Eski Acilci tüm yoldaşlarımız tarafından terk edilmiş ve sersefil bırakılmıştır. Mihrac URAL, bugünkü konumuyla ‘’yaşayan bir ölü’’, canlı bir ceset’tir artık... İBRAHİM YALÇIN Hem Mehmet AĞAR’ın adamı MEHMET YAVUZ’un kadim dostu olmaya, hem de PKK yardakçılığı yaparak Abdullah ÖCALAN güzellemesi yapmaya ‘’MAHKUM’’ edilmiş ‘’yaşayan bir ölü....’’ Bundan daha büyük bir eza olabilir mi? Sanmam. Olamaz...

Freitag, 15. Juni 2012

MİHRAC URAL ABDESTLİ KATİL...

Birkaç gün önceki Radikal Gazetesi’nde Bedri Yağan’ın da öldürüldüğü operasyonla ilgili doktor raporları yayınlandı. Çatışma söz konusu değil, zira ölenlerin hepsi başlarından vurulmuşlar. Operasyonu yöneten abdestli bir katil, Hanefi Avcı… Hanefi Avcı tarafından işkence yapılanların anlattığına göre, namaz saati gelince işkenceye ara verir, namazını kılar, sonra devam edermiş. Bedrii Yağan sadece sol bir örgütün önderlerinden birisi değil… Acilciler ile de yakın bağı var… 1978 yılında Nebil’in Sağmalcılar Cezaevi’nden ilk kaçışında, tahliyesi geldiği halde içerde kalarak yerine Nebil’in kaçmasını sağlamış… İbrahim Yalçın’ın ilgili yazılarında Mihrac Ural’ın Bedri Yağan’ı nasıl dolandırdığı anlatılıyor. Arkasından Bedri Yağan’ın bu herifin gerçek çehresini anlaması üzerine O’na nasıl düşman olduğu da anlatılıyor. Mihrac Ural da bir başka abdestli katildir… Namaz kılarmış, oruç tutarmış, kurban kesermiş, her gece Kuran okurmuş… Geçiniz efendim geçiniz… Kuran’ın bütün sureleri senin ellerindeki devrimci kanını temizleyemez. Bedri Yağan, Suriye’den ihbar edilmiş… Hanefi Avcı, kendisinden operasyon yapması istenildiği halde, yapmamış ve beklemiş. Geleceğini biliyor ve Bedri Yağan’ı bekliyor. Suriye’den kim ihbar edebilir dersiniz? Bedri Yağan’a ağız dolusu küfreden kimse, ki bu Mihrac Ural’dır, bu ihbarla yakın ilişkisi vardır. Mihrac Ural bu, yapar… Namaz kılar, devrimci öldürür; oruç tutar, kaçırdığı devrimcileri öldürmekle tehdit eder; Kuran okur, örgüt parasını çalar; Hazreti Ali’ye dua eder, Muhabarat ile çalışır; Hazreti Muhammed’i dilinden düşürmez, MİT’e bilgi verir… Tam bir abdestli alçak… Arap Alevileri bunun gibisini ne görmüşlerdir ne de duymuşlardır. Abdestli katillere abdest sularını içirmek gibi bir marifetimiz var… Mihrac Ural’a da bu gerekir…

ENGİN ERKİNER VE 25 ACİLCİ MİHRAC URAL'IN HAKKINDAN NASIL GELDİ?

İğne ile kuyu kazarak hakkından geldik. Mihrac Ural politik olarak bitmiştir. O, politik bir cesettir. Üzerine ister toprak atın, isterseniz atmayın, fark etmez. Mihrac Ural’ın hakkından gelinmesinin değişik yönleri bulunmakla birlikte, en önemli yön, kara kutusunun bulunmasıdır. Mihrac Ural’ın kara kutusu 1978 operasyonuydu. Mihrac Ural’ın resmi yakalanma tarihi 10 Mart 1978… Nasıl yakalındı, bilinmiyor. Yakalandıktan sonra neler oldu, bilinmiyor. 1978 mart operasyonunda polis Türkiye çapında Acilciler’in bir ucundan girdi, öteki ucundan çıktı. Bu nasıl oldu, bilinmiyor. Bilinmemesi, operasyonun karartılması için yıllarca elden gelen her şey yapıldı. Mihrac Ural senin polis ifaden nerede? O da ortada yok… Herkesinki var, Mihrac Ural’ınki yok… Bunun tek açıklaması olabilir: Mihrac Ural polisle anlaştı, operasyonun genişlemesi için polise elinden gelen yardımı yaptı. Polis de bunun karşılığında Mihrac Ural’ın ifadesini düzenledi ve ardından da bu ifade ortadan kayboldu. Ağır işkence gördüm diyordu. Kendisiyle birlikte İstanbul Adliyesine götürülen Partizan’dan bir arkadaş bizi aradı ve hiç de işkence görmüş bir halinin olmadığını söyledi. Operasyonunun Bursa’da da yapıldığını bilmiyorduk. Mihrac Ural da bize Bursa’dan hiç söz etmedi. Yıllar sonra gerçek ortaya çıktı ve sorduk: Mihrac Ural, Bursa genelevi önünde sıra beklerken çekilmiş fotoğrafın var mı? Evet, Mihrac Ural’ın Bursa genelevi önünde sıra beklerken polis tarafından fotoğrafı çekilmiş ve bu da zamanın yerel bir gazetesinde yayınlanmıştı. Sorduk ve Mihrac Ural da kabul etmek zorunda kaldı. Ardından Antakya’ya götürülmediğini ortaya çıkardık. Antakyalı Mihrac Ural, bu kente götürülmüyor. Bu kentteki herkes gibi o da deşifre halbuki… Götürülmüyor çünkü orası küçük yer, polisle anlaştığı hemen ortaya çıkar… Mihrac Ural maskesi indirildikçe, kara kutusu açıldıkça hiddetten resmen kudurdu. Bana itirafçı demiş, İbrahim yalçın’ı MİT ajanı dermiş… Desin efendim desin… Kara kutusu açıldı ve hakkından gelindi. MİHRAC URAL İLE MİT İŞBİRLİĞİ ORTAYA ÇIKARILDI. 25 Acilci ile birlikte bu ajan bozuntusunun hakkından geldik. 25 Acilcinin Mihrac Ural’ın Türkiye’de ve Suriye’deki ihanetleri, cinayetleri hakkında neler yazdığını merak ederseniz www.enginerkiner.org bakınız. Fazlasıyla bilgi vardır.