Dienstag, 13. Dezember 2011

MIHRAC URAL ILE MUHABARATIN ORTAK EYLEMI

AŞAĞIDAKİ YAZI http://enginerkiner.org sitesinden alınmıştır.
Yazının yazarı ve Mihrac Ural'ın hemşehrisi olan Cabir, Mihrac Ural ve adamları tarafından Şam'daki Muhabarat merkezine götürülmesini, kendisinden Paris'teki Bir Müslüman kardeşler liderine suikast yapmasının istenmesini, kendisinin ise bunu yapmamasını anlatmaktadır.
Cabir, 1988 yılında Paris'te Muhabarat tarafından kaçırılıp, Mihrac Ural'ın da bulunduğu bir ortamda sorgulanacaktır.
Suikast için görevlendirilen ve yapmadığı için de Paris'te Muhabarat tarafından kaçırılan kişinin kendisi anlatıyor.


Cabir tarafından yazıldı.
Salı, 13 Ocak 2009 21:12
Cabir: Son zamanlarda iyice yogunlasan orgutumuz THKP-C ACILCILER ile ilgili tartismalari tesadufen internette gezinirken gordum.

Ibrahim Yalcin’in “ MIHRAC URAL - SEYTAN AYRINTIDA GIZLI” yazisini gordum. Yazida, benim de ismimin gecmesi uzerine, cevap yazmayi kendime gorev bildim.


Ibrahim Yalcin; benim Paris ‘de “musluman kardesler” orgutune yonelik bir eylem icin gorevlendirildigimi ve bundan son anda vazgectigimi yaziyor. Ibrahim Yalcin’in yazdiklari genel olarak dogru olmasina ragmen eksiklikleri var, onlari tamamlamak istiyorum.



Ben THKP-C acilciler orgutu bir militani olarak 1980 yili 12 eylul askeri darbesinden kisa bir sure sonra suriye’ye ciktim; gecici bir donem filistinde kalmak egitim yapmak ve ulkeme yeniden donmek uzere cikmistim. Filistinde, el saika ve el fetih orgutlerinde uzun sure kaldim el fetih orgutunde AHMET COLAK yoldasla Hamuriye kampinda beraberdik. Isral’in Lubnan’i isgaline kadar orada kaldim 1982 lubnan isgalinden az once biz bir cok yoldasla beraber Suriye’nin BASID kasabasina geldik. Bu sirada orgut icersinde Muntecep Kesici ( sih) yoldas’in basini cektigi bir ayrilik yasaniyordu ve ben bu ayrilikta muntecep yoldas’la beraber hareket ediyordum.


Ayriligin esas nedeni Mihrac’in orgutu suriye’nin gudumune sokmaya calismasina ve yoldaslarin turkiyeye gonderilmemesine muntecep yoldasin karsi cikmasiydi. Muntecep bunu tum yoldaslarin onunde acik acik soyluyordu “gerici suriye ile bizim hicbir ilgimiz olamaz” diyordu. Mihrac ben bunlari izmarit gibi ezecegim diye her yerde tehditler savuruyordu. Basid’de sih yoldasin olduruldugu an ben de oradaydim. Bizi cevirdiler ellerimizde silahlarimizi aldilar ve bizi gozetlemeye basladilar . Bu sirada, Aydin ( Adil)ve Hakan (Ahmet Yigenler) yanimizda elleri bagli duruyorlardi . Bu arkadaslari oldureceklerini soylemekteydiler. Bu olaylar olurken Munntecep Kesici bizi almak icin Basid’e geldigi sirada, MIHRAC’in bol yonet yontemi ve yoldaslari birbirine iyicene dusman etmisti herkes patlamaya hazir bir bomba gibi bekliyordu ve iste O anda alcakca fasizmin olduremedigi devrimciyi kucuk burjuva tasaroncu MIHRACIN adamlari tarafindan orada KATLEDILDI.



Ben, ibrahim yalcin’in yazisina donmek istiyorum.

1983 tarihinde suriye ‘den, once Almanya’ya, oradan da Fransa’ya (paris) e geldim. Orgutten ayrilmis olmama ragmen orgutun uzagindan da kalamadim hep eski arkadaslarimla beraber olmaya calistim. Cunku mihrac’ ve yanindaki bir kac kisi disinda kimseyle problemim yoktu. Bu adamin orgutten cok esas olarak suriye hesabina kullanmaya calistigini dusunuyordum zaten. Buna ragmen belki bir gun yilarimi ve herseyimi ugruna verdigim orgut duzelir birileri bu gidise dur diye umudumu da hic kesmedim.



1986 yada 87 tarihinde paris ‘de salih hoca bir gun bana Suriye’ye gidelim dedi ben de tamam dedim. Bu isin icinde birseyler oldugunu anladim ama sesimi cikartmadim gitmeyi kabul ettim. Ama giderken de ne olur ne olmaz diye pasaportumun fotokopisini cikartarak ayakkabimin icersine yerlestirdim.


Salih hoca ile lazkiye’de Mihrac in yanina gittik. Orada kayserili Mihtat diye bir arkada la beni mihrac sam’a gonderdi. Sam da muhabarat merkezinde bir yetkili bizi aldi ve bir takim krokiler planlar ve gerekli malzemeler (malzemelerin nasil kullanilacaagini da anlatarak) gostererek, paris’de musluman kardesler orgutu militanlarina karsi eylem icin hazirlamaya calisti. Ama ben boyle bir seyi kesinlikle yapmayacagimi daha muhaberat merkezine girmeden once yanimdaki kayserili mithat arkadasa soyledim ve kendisinin de kesinlikle yapmamasi gerektigi konusunda uyardim. Ama yapmayacagim diye de ne Mihrac’a nede Muhabarat’a bir sey soylemedim tabi. Soylersem, Suriye’de cikamayacagimi cok iyi biliyordum cunku. Ibrahim yalcin’in soyledigi gibi paris’de, salih hoca ve zafer’in israrlarina ragmen “ Suriye icin degil eylem yapmak elimi bile asla kipirdatmayacagimi soyledim” hatta Mihrac icin “ cok istiyorsa soyleyin gelsin kendisi yapsin” dedim.



Sadece paris degil, isin icinde isvicre, nin “cenevre” sehri de var.Suriye’nin zurih konsoloslugun’da muhabarat elemanlariyla gorusturuldum. Ayni teklifler orada da tekrarlandi ve hic bir tanesini yapmadim yapmaya da kesinlikle niyetim hic bir zaman olmadi, sadece orgut yoneticisi diye bildigimiz bu insanlarin gercek yuzlerini ogrendim o kadar. Isvicre’de bu eylemlerin konusuldugu sirada isvicre polisinin zurih’te, cogu zaman evinde kaldigim orgut taraftari bir arkadasin evini basarak evde bir takim orgut malzemelerine el koyarak beni aradigini, o donem svp (sosyalist vatan partisi) sorumlusu osman arkadas’tan tesadufen ogrendim ve isvicre’yi terkederek kacak yollardan fransa’ya geldim.



Burada sunu tekrar etmek isterim. Yillardan beri mucadele ettigimiz sosyalizm mucadelesi ile hic bir ilgisi olmayan bu gibi eylemleri orgutumuz adina yapmaya calisan mihrac ural ve cevresindeki bir kac kisinin, o zaman bana israrla soyledikleri bir soz vardi, ”yoldas bu eylemi yaptigimiz zaman cok buyuk olanaklar gelecek” sozunu hic unutmadim. Cok buyuk olanak dedikleri sey sanirim para’dir. Para icin orgutumuzu taseron olarak kullanmaya calisan mihrac ural ve cetesi’nin hala devrimci gibi bir takim yerlerde yazilar yazmasini hayretle izliyorum.



Ibrahim yalcin 1987 tarihinde paris’e geldigi zaman birlikte hareket ettik ; benim ibrahim yalcin’la hareket etmem cok zorlarina gitmis olmali ki o zaman calistigim is yerine gecenin 12 sinde is cikisi gelerek silahla tehdit ederek zorla goturduler; mihrac, o zaman paris’deydi. Mihrac’in evinde zafer ve salih de dahil tehdit edildim.


Engin erkiner’in yazisinda “benim icin son anda uyanmasaydi” diye bir cumle geciyor. Bunu ozellille duzeltmek gerek “son anda “ degil basindan beri ben suriye icin bir sinege bile kiymayacagimi biliyordum; ben sadece bunlarin gercek yuzlerini ogrenmek icin bastan sesimi cikartmadim Beni taniyan durust serefli komunistler bilir. Ben o zaman da soyledim. Ben turkiye icin her seyi yaparim yapmaya da hazirim; devrim icin sosyalizm mucadelesi icin verilecek her gorevi yaparim Yapmisimdir asla zerre kadar teredut etmemisimdir ama suriye ve bunun benzerileri icin asla..

Ama bu yazilari gordugum zaman bunu yazmanin bir DEVRIMCI gorev oldugunu dusundum ve yazdim; umarim baska arkadaslar da sorumluluklarini yerlerine getirir ve yazarlar.


Mihrac Urallin zafer ve salih ve diger piyonlarin nasil birileri oldugunu butun devrimci orgutler biliyorlar.


İŞTE BU KADAR!

Montag, 5. Dezember 2011

MEHMET YAVUZ: DEVRİMCİ GÖRÜNEN BİR DYP'Lİ İMİŞ

(MEHMET YAVUZ, ACİLCİ DEĞİL, DYP MERSİN İL BAŞKAN YARDIMCISI İMİŞ)

Bugüne kadar, eski bir Acil’ci ile muhatap oldugumuzu sanıyorduk. YANILMIŞIZ. Mihrac Ural’ın kadim dostu ve demokrasi kahramanı(!) olarak göklere çıkarttığı Mehmet YAVUZ denen adam(!) meğer derin devletin kara kutusu, devrimcilerin katili eski Emniyet Genel Müdürü, eski İçişleri bakanı ve DYP genel başkanlıgı da yapmış olan MEHMET AĞAR’ın parti başkanı oldugu dönemde, DYP Mersin İl Başkan Yardımcısı ve milletvekili adayı imiş.

Aşağıda, ‘’BİZ ACİLCİLER“(!) diye açıklama yaptıktan sonra göz altına alınan DYP Mersin İl başkan yardımcısı ve MEHMET AĞAR ile MİHRAC URAL’ın yoldaşı oldugunu söyleyen MEHMET YAVUZ’un poliste kendi avukatı huzurunda hiç bir baskı altında kalmadan verdiği ifadeyi yayınlıyorum.

İbretle okunmalıdır.

İfadenin başlangıç bölümünde TC kimlik numarası, adı soyadı, ana ve baba adı, doğum yeri ve tarihi (İslahiye 1957), ikamet adresi, medeni hali, mesleği (uluslararası nakliyatçı) gibi bilgiler yer alıyor. Bunları geçip doğrudan ifadeyi aktarmaya başlıyorum:

İfadenin alındığı yer ve tarih..:Hatay emniyet müdürlüğü terörle mücadele şube müdürlüğü 28/03/2010 saat 17/30
İsnat edilen suç
THKP/C-ACİLCİLER terör örgütü adına faaliyet göstermek, örgüte bilerek ve isteyerek yardım/yataklık etmek, örgüte maddi gelir temin etmek amacıyla çeşitli ticari faaliyetlerde bulunmak, elde edilen bu maddi geliri çeşitli örgütsel faaliyetlerde kullanmak, internet aracılığı ile THKP/C-ACİLCİLER bölücü terör örgütünün alenen propagandasını yapmak.
İfade verene isnat edilen suç anlatıldı, müdafi seçme hakkının bulunduğu ve onun hukuki yardımından yararlanabileceği, müdafiin ifade alma sırasında hazır bulunabileceği, müdafi seçecek durumda değilse ve bir müdafi yardımından yararlanmak istediği taktirde kendisine baro tarafından bir müdafi gönderilebileceği, yakınlarından istediğine yakalandığının derhal bildirileceği, isnat edilen suç hakkında açıklamada bulunmamasının kanuni hakkı olduğu, şüpheden kurtulması için somut delillerin toplanmasını isteyebileceği kendisine hatırlatılıp açıklandı.
İsnat edilen suçla ilgili olarak tarafıma okunan ve form olarak bir nüshası yakalandığım sırada tarafıma verilen haklarımı anladım, susma hakkımı kullanmak istemiyorum. İfademi avukat huzurunda vermek istiyorum demesi üzerine:
Hatay Barosuna kayıtlı 1001 sicilli avukat Ali HABİP yakalama gözaltına alma ve ifade alma yönetmenlıgının23/d. Maddesinde belirtilen müdafii sadece hukuki yardımda bulunabilir. Şüphelinin ifadesi alınırken şüpheliye sorulan soruya doğrudan cevap veremez. Onun yerini aldığı izlenimi veren herhangi bir müdahalede bulunamaz maddesi kendisine okunduktan sonra ifade alma esnasında yapacağı tüm müdahale ve yönlendirmelerin tutanağa geçirileceği kendisine hatırlatıldıktan sonra ifadeye başlandı.
SORULDU: ÖZGEÇMİŞİNİZİ ANLATINIZ?
CEVABEN: Ben 1957 yılında İslahiye ilçesinde doğdum.İlk ve orta öğrenimimi Mersin ilinde bitirdim.Antakya Eğitim Enstitüsünde 1978 yılında mezun oldum.Hatay ili Samandağ ilçesi ve belen ilçelerinde 3 yıl öğretmenlik yaptım.Bir süre İSKENDERUN OSMANLI BANKASINDA çalıştım. 12 Eylül ihtilalinde siyasi olaylar nedeniyle tutuklandım. Yedi buçuk ay kadar cezaevinde kaldıktan sonra, beraat ettim. Ancak devlet memurluğu yapmam yasaklandığı için ben de ticarete başladım ve halen de ticaretle uğraşıyorum.Annem babam sağ olup İslahiye ilçesinde ikamet eder, biz aynı anne ve babadan olma dört kardeşiz.Halen Mersin ilinde ikamet etmekteyim.
SORULDU: EHLİYET VE PASAPORTUNUZ VARMI. DAHA ÖNCE YURT DIŞINA LEGAL VEYA İLLEGAL OLARAK ÇIKTINIZ MI AÇIKLAYINIZ?
CEVABEN: İskenderun ilçesinde alma ehliyetim var. İlk olarak pasaportumu Hatay ilinde aldım,Son pasaportumu ise Mersin ilinde aldım.Yurtdışına illegal çıkış yapmadım.Ancak legal yollardan çeşitli ülkelere çıkmışlığım vardır.
SORULDU: AİLENİZDEN DAHA ÖNCE GÜVENLİK GÜÇLERİ TARAFINDAN GÖZALTINA ALINAN VE HAKKINDA YASAL İŞLEM YAPILAN OLDU MU AÇIKLAYINIZ?
CEVABEN: Ailemde şu ana kadar gözaltına alınan olmamıştır.
SORULDU: HERHANGİ BİR PARTİ, SENDİKA, DERNEK, VAKIF VEYA KURULUŞA ÜYE MİSİNİZ AÇIKLAYINIZ?
CEVABEN: 2006-2007 yıllarında MERSİN ilinde DOĞRU YOL PARTİSİNDE (DYP) İL BAŞKANI YARDIMCILIĞI YAPTIM. 2007 MİLLETVEKİLİ SEÇİMİNDE. DOĞRU YOL PARTİSİNDEN ADAY ADAYI OLARAK ÇALIŞMA YAPTIM. AYNI PARTİYE ÜYELİĞİM DEVAM ETMEKTEDİR. MERSİN İLİNDE ULUSLARARASI NAKLİYE VE ORGANİZATÖRLER DERNEĞİ UNKODER YÖNETİM KURULU BAŞKANIYIM.
MERSİN TİCARET ODASI ÜYESİYİM, bunların dışında herhangi bir yere üyeliğim yoktur.
Bu günlük bu kadar(!) Mehmet YAVUZ’un 10 sayfadan oluşan ve avukatı huzurunda verdiği emniyetteki ifadesini yayınlamaya devam edeceğiz.
MEHMET YAVUZ’a DİKKAT...!!!
Bir önceki yazımda ‘’sözün bittiği yerdeyiz” hatta sözün bittiği yeri de çoktan geçtik diye yazmıştım. Mehmet YAVUZ’un bu ifadesi elime geçtiği zaman şaşırmadım aslında. Bu zat-ı muhterem’in karanlık bir adam olduğunu biliyordum. Belgeleriyle ispat edemiyordum ama biliyordum.
Alenen bilinen herkesin yakından tanığı olduğu ve tüm suçlarını bildiği Mihrac URAL ile bu adamın ‘’kadim dostuz’’ denecek kadar arkadaşlığı, yoldaşlığı olmasının elbette bir anlamı vardı. Bu ilişkinin normal bir arkadaşlık ilişkisi olması elbette mümkün değildi. Bu ilişkideki asıl nedenin ‘’DERİN’’ bir İHANET ilişkisi olması gerekiyordu.
SIR ortadan kalkmıştır. İlişkinin iğrenç yüzü açığa çıkmıştır. Mehmet YAVUZ- Mihrac URAL ilişkinin perde gerisindeki karanlık yüzü MEHMET AĞAR’dır.
Mihrac URAL’ın ‘’kadim dostu’’ Mehmet YAVUZ’un 2006-2007 tarihleri arasında MERSİN’de DOĞRU YOL PARTİSİ İL BAŞKAN YARDIMCISI olduğunu bilen var mıydı?
Mersin’de yaşayan devrimcilere soruyorum. Mersin’de yaşayan eski ACİLCİ yoldaşlara soruyorum.
Mehmet YAVUZ, daha geçen sene ‘’BİZ ACİLCİLER’’ diye yazı yazıp internette yayınlamadı mı? Bu yazıda bizleri ne diye karalıyordu? Hatırlayan var mı?
Bizleri, ‘’Bu hainler şanlı-şerefli tarihimizi karalıyorlar’’diye hokkabazlık yapmıyor muydu?
Heyhat..!! Ne günlere kaldık. Mehmet AĞAR denilen derin devletin kara kutusu bir KATİL’in Mersin gibi son derece stratejik bir şehirde İL BAŞKANI YARDIMCILIĞINI yapan ve halen bu partinin üyesi bulunan aşağılık bir adam, ACİLCİLER’in şanlı-şerefli tarihi karalanıyor diye bize saldırıyor.
2006-2007 tarihleri arasında Mersin DYP İl başkan yardımcısı olan ve aynı partiden MİLLETVEKİLİ ADAY ADAYI olan bu ACİLCİ(!)nin kim olduğunu KENDİ KALEMİNDEN öğrendik.
Bu ifade tutanağı elime geçer geçmez ilk olarak M. Burgaz’ı aradım. ‘’MEHMET YAVUZ’un DYP il başkan yardımcılığı yaptığını ‘’bilip bilmediğini’’ sordum. BİLMİYORUM dedi. Hiç şaşırmadı da, ‘’her şey beklenir’’demekle yetindi.
Mehmet YAVUZ. 2006-2007 yıllarında arasında Mersin DYP il başkanı yardımcısı ve milletvekili aday olacak kadar yükseldiğine göre, bu partiye üyeliği ve bu parti içerisindeki ‘’militan mücadelesi’’çok eski yıllara uzanıyor demektir. Mehmet AĞAR’ın GENEL BAŞKAN olduğu bir dönemde İL BAŞKAN YARDIMCISI ve milletvekili adayı olabilen bir kişinin MEHMET AĞAR tarafından özgeçmişinin bilinmeyebileceğini düşünecek kadar saf olmadığımıza göre bu ikili arasındaki ‘’yoldaş’’lığın ÖZEL BİR YERİ VE ÖNEMİ olması gerekiyor.
Öyle ya, MEHMET AĞAR gibi Emniyet genel müdürlüğü İçişleri Bakanlığı yapmış ve devletin tüm istihbarat bilgisine hakim bir kişinin ACİLCİ bir zat-ı muhteremi il başkan yardımcısı olarak kabul etmesi bilgi eksikliğinden olamaz, olsa olsa bilgi fazlalığından(!)dır.
Bu fazla(!)lığın adı MİHRAC URAL’DIR...
DEVRİMCİLER, ESKİ ACİLCİ YOLDAŞLAR SUSMAYINIZ...
Mehmet AĞAR’ın il başkan yardımcısı Mehmet YAVUZ, ACİLCİLER örgütü Genel Sekreteri(!) olduğunu söyleyen Mihrac URAL’a ‘’sen ne büyük bir adammışsın’’ diye iltifat ediyor.
ACİLCİLER örgütü Genel Sekreteri olduğunu iddia eden sahtekar, Mehmet AĞAR’ın il başkanı ve milletvekili adayı Mehmet YAVUZ adlı puşt’a ‘’ demokrasi kahramanı kadim dostum, 30 yıllık yoldaşım’’ diye karşı iltifatta bulunuyor. Bu pisliklerin altını kurcaladığımız zaman altta MEHMET AĞAR adlı derin devletin kara kutusu çıkıyor. Hep birlikte ele le her türlü pis ilişkiler içersinde esrar-eroin ticaretinden tutunuz da,kara-para aklama sahte şirketler kurup bu görüntüler adı altında ihalelere girip insanları dolandırıyor ve milyonlar kazanıyorlar.
Önümüzdeki günlerde yazacağım. Mihrac URAL ANKARA’ya geliyor ve toplantılar yapıyorlar. KİMLE yapıyorlar?
Mehmet YAVUZ daha düne kadar bas bas bağırıyordu. ‘’Benim Mihrac URAL ile ticari bir ilişkim yoktur. Böyle bir ilişkinin varlığını ispat etmeyen NAMUSSUZDUR” diyordu. Birkaç gün sonra yazacağım. Ne tür ticari ilişki içersinde olduklarını Mehmet YAVUZ’un kendi kaleminden yazacağım. Namussuz olanın kim olduğunu herkes öğrenecek.
Hadi bakalım Mehmet YAVUZ. Şimdi de aynı şeyi söyle de görelim. İnkar etsene.. Yalandır desene. Bu ifade uyduruk ifadedir, ben böyle bir şey söylemedim desene..Mihrac Ural ile ticari ilişkim yoktur, biz sadece arkadaşız demeye devam etsene..
Mehmet AĞAR adlı katille siyasi bir ilişkim yoktur desene…
Açık konuş. ACİLCİ MİSİN? DYP Üyesi misin?
DYP üyesi isen, senin ACİL lafını ağzına almanın anlamı nedir?
DYP il başkan yardımcıları ne zamandan beri ACİLCİLER’in tarihine sahip çıkar oldu?
DYP il başkanları ve bu partiden milletvekili aday olan namussuzlar ne zamandan beri komünist bir yoldaşımızın, Nebil Rahuma’nın akıbetini araştırır oldu.
Bir yandan kendi sitesinde ERGENEKON tutuklusu subayların propagandalarını yapacaksın, öte taraftan NEBİL RAHUMA’yı arayacaksın.
Bir elin Mehmet AGAR’ın paçasında olacak, öbür elin Mihrac URAL’ın omuzunda..
Bak evladım sana bir ağabeyi nasihatı vereyim. Sen devrimcilerin kim olduklarını tanımamışsın. Sen bir zavallı aptalsın. Üç senedir ne yaptığımızı görmedin mi?
Çırılçıplak edip sokağa saldığımız Mihrac URAL’ı, Mehmet AĞAR’la birlikte giydirip tekrar sokağa salacağınızı mı zannediyorsunuz?
Yapamazsınız bunu, yanlış ata oynuyorsunuz. Başkasını arayın. Genel Başkan’ın denen o katil Mehmet AĞAR’a söyle. Mihrac URAL’ın boynuna doladığımız yuları çıkartıp boynuna papyon da taksanız yapamazsınız.
Genel Başkanına söyle.’’ O iblis’in işi bitmiş, bundan bir bok olmaz, artık biz başka bir iblis arayalım de’’
Seni yazmaya, seni senin kaleminden yazmaya devam edeceğim Mehmet YAVUZ...
Demek sen yaptığın her şeyi önceden devlet yetkililerini bilgilendirerek yaparsın? Öyle mi? Mehmet YAVUZ, hazırlığını şimdiden yap. Yakında yazacağım. Yaptığın her şeyi önceden bilgilendirdiğin devlet yetkilileri kim?
Sakın ola ki bu yetkili kişi, Genel Başkan’ın Mehmet AĞAR olmasın?
İyi düşün ve dikkatli cevap ver soytarı. Burada, bugün bir bölümünü açıkladığım belge’nin aynısı senin önünde de duruyor. Aynı davada yargılanan bir bölüm başka kişinin de önünde duruyor. Bir kez daha oku ve çarpıtma olur mu? Altında senin ve avukat’ın ALİ HABİP’in imzası bulunan belge elimde duruyor. Benden söylemesi...
(Devam edecek)
Not: Mehmet AĞAR’ın Mersin il başkan yardımcısı Mehmet YAVUZ hakkında daha fazla bilgisi olan arkadaşlar için e-post adresimi yazıyorum buradan bana ulaşabilirler ve bilgi-belge gönderebilirler. Bilgi ve belge gönderecek olan arkadaşlarımızın isimleri kesinlikle gizli kalacaktır bundan emin olabilirler.
Bu dava başladığı tarihte, özellikle ADANA il’inde bulunan arkadaşlarımızın bu davayı yakından takip etmeleri de son derece önemlidir. Tarihimiz içersine sızmış ahlaksızları teker teker kulaklarından tutup ortalığa çıkartarak tıpkı, Mihrac Ural, tıpkı, ucuza kapatılmış Beşir KANMAZ ve şimdi de, tıpkı Mehmet YAVUZ gibilerini çırıl çıplak edeceğiz.
İletişim adresi: ibrahim.1951@hotmai.fr

İbrahim Yalçın