İstanbul MİT Bölge Başkanı Osman Nuri Gündeş’in kitabından Acilciler ile ilgili üç alıntı yapıyorum. Alıntının tamamını okumak isteyenler İbrahim Yalçın’ın ve İrfan Dayıoğlu’nun ilgili yazılarına bakabilirler.(enginerkiner.org)
‘’AŞIRI SOL ÖRGÜTLERDEN ACİLCİLER OPERASYONU
„ İstanbul’da Acilciler’in lideri Erkin ERKİNER diye bir şahıstı. Kendisi Kimya Mühendisiydi. Nebil Rahuma ve Mihraç Ural gibi korkusuz militanları mevcuttu. Bu ilegal örgüt ekibi ana merkez olarak İstanbul’u seçmişti.”
Nuri Gündeş, Mihrac Ural’ın ben dışarıda olduğum dönemde İstanbul ile herhangi bir ilişkisi olmadığını bilmiyor mu? Tabii ki biliyor.
Ek olarak, Mihrac Ural’ın doğru dürüst hiçbir eyleme girmediğini, korkusuz değil tabansız bir militan olduğunu bilmiyor mu?
Tabii ki biliyor.
Zaten Mihrac Ural’ın kendisinin bile doğru dürüst bir eyleme girme iddiası bulunmuyor.
Tek ayağının üzerinde kırk yalan söyleyen ve her şeyi olağanüstü abartan bu zat, kendisi için ancak iki eylemden söz edebiliyor:
Nebil ile birlikte gece karanlığında dağdaki DSİ yazısını değiştirmişler.
Bir de Nebil, Adana’daki ABD Konsolosluğu’na patlayıcı koyarken Ali Fuat ile birlikte gözcülük yapmışlar. Bu eylemde de Nebil’i bırakıp kaçmışlar.
Mihrac Ural’ın girdiği herhangi bir silahlı eylem yoktur.
Antakya çok sayıda kişinin katıldığı dinamit deposu soygununda da bir kilometre ötede “gözcülük” yapar imiş…
Mihrac Ural’ın girdiği bütün askeri eylemleri toplasanız, benim bir Intercontinental’ın kurşunlanması eylemi kadar bile yapmaz.
Solda sıfırdır.
Kendisi söz etmiyor ama, anlaşıldığı kadarıyla biz kurşunlama yaptığımız sırada o zamanki adıyla Sheraton otelinde yapılan MİT Marmara Bölge Toplantısında Nuri Gündeş de bulunuyordu.
“Toplantıyı haber aldılar, oteli şaşırıp ötekini kurşunladılar” diye düşünenler arasında Nuri Gündeş de bulunuyordu.
Nuri Gündeş hiç ilgisi olmadığını bildiği halde neden Mihrac Ural’ı işe karıştırıyor? Sorusunun cevabını yazının sonuna bırakalım ve okumaya devam edelim.
İkinci alıntı:
“Emniyet ekipleri soyguncuları restorandan aldıktan sonra paranın gizlendiği Cihangirdeki eve gittiler. Para torbaları ele geçirilmişti. Ama ne yazık ki soygun elebaşısı olan Nebil Rahuma ile Mihraç Ural kaçmışlardı.”
Nuri Gündeş’in Harbiye Akbank (kendisi Taksim Akbank diyor) soygunu sonrasında verdiği bilgiler yanlış. Bizi burada asıl ilgilendiren, soygun ile hiçbir ilgisi bulunmayan, haberi bile olmayan Mihrac Ural’ın soygunu yapan kadroya karıştırılması…
Dikkatinizi çekerim: Mihrac Ural, sürekli Nebil ile birlikte anılıyor. Halbuki İstanbul’daki hiçbir eyleme Mihrac katılmamıştır. İstanbul’da ne Nebil ile ne de benimle hiçbir eylemi yoktur.
Ben sağlam eylem kadrosu kurarım. Öyle herkesle eyleme girmem. Mihrac Ural ile, kesinlikle banka ya da benzeri bir eyleme girmezdim.
Önceki yazılarımdan birisinde Adana’da MHP binasını bombalamaya teşebbüs eyleminde Mihrac Ural’ın ne kadar gereksiz ve yersiz hareket ettiğini yazmıştım. Herif artist… İlle de kendisini göstermeye meraklı…
Oysa ki, bir eylemin olmazsa olmaz şartı, herkesin kendisine verilen görevi yapması ve kesin zorunluluk olmadıkça bunun sınırları dışına çıkmamasıdır. Eylem disiplini olmayan eylemci eyleme giremez.
Küçük eylemlerde o kadar sorun değildir, ama büyük eylemlerde kayıtsız şartsız eylem disiplini zorunludur. Zira artistlik yapan militan sadece kendisini değil hepimizi tehlikeye atar.
Bu tür tipleri ya eyleme sokmazsınız, yanılıp soktunuz diyelim, sert olarak uyarırsınız, sürdürürse eylemi keser ve daha sonra da bunun hesabını kötü sorarsınız.
Burada oyun oynamıyoruz, bu iş böyledir.
Yukarıdaki sorunun cevabını üçüncü alıntıyı da okuduktan sonra verelim:
“Örgüt içine sızdırılmış eleman kanadı ile tüm hareketleri kontrol altına alınan grubun önemli zarara yönelmelerini önlemek açısından çökertme zamanının hesap edilerek bekleme sürecine girilmiştir.”
Nuri Gündeş, açık olarak, Acilciler’in içine sızdırılmış ajanlar bulunduğunu, bir köstebek bulunduğunu söylüyor.
Bu bilgiyi de 1978 operasyonu öncesi için veriyor.
Bu kişiler kim olabilir?
Mihrac Ural’ın bu kişilerin en önemlisi olmasından başka bir ihtimal bulunmuyor.
Bu köstebeklerden birisi, değişik bölgeleri dolaşan yani sorumlu bir kişi olmalı.
Filanca kentteki sorumlu, örgüt hakkında içerden bilgi almak için yeterli değildir. Zira bölgeler arasında bağlantı oldukça zayıftır.
Bu nedenle en önemli kaynak, bölgeleri dolaşan, bütün bölgeleri bilen sorumlu olmalıdır.
O dönemde bu kişi Mihrac Ural’dan başkası değildir.
Mihrac Ural’ın, Nuri Gündeş’in yazısından söz ederken “örgüt içine sızdırılmış eleman kanadı”ndan hiç söz etmemesi de özellikle ilginçtir.
Dikkatinizi çekerim: Nuri Gündeş, “eleman” demiyor, “eleman kanadı” diyor. Yani sızdırılmış eleman sayısı birden fazladır.
Birisinin Fuat Çiler olduğu anlaşılıyor.
Muhtemelen başkaları da vardır.
1977 yılında İstanbul’da bizi bulamayan MİT, Antakya’ya gitmemizi fırsat bilerek, bizi bu kentten itibaren takibe alır.
Mihrac Ural 1978’de değil, daha öncesinde MİT ile birlikte çalışmaktadır.
MİT ile ilişkin nasıl ve ne zaman başladı Mihrac Ural?
Anlaşılan yakında ANTAKYA MİT ACİLCİLERİ başlıklı bir yazı hazırlamamız gerekecek…
Şimdi sorumuzun cevabına gelebiliriz:
Nuri Gündeş, Mihrac Ural’ı ilgisinin bulunmadığı eylemlere karıştırarak ve ek olarak da bu eylemlerde Nebil Rahuma ile yan yana koyarak, kendisine teşekkür ediyor.
Nuri Gündeş, Mihrac Ural’a MİT’in son kıyağını yapıyor.
Bu sitede açıklanan gerçek örgüt tarihi sonucu Mihrac Ural bu tarihten silindi.
MİT VE MUHABARAT AJANLIĞI ORTAYA ÇIKTI
MİT-MUHABARAT-MİHRAC dediğimizde gerçeği 12’den vurmuşuz.
Nuri Gündeş, Mihrac Ural’ı biraz olsun kalkındırmak istiyor.
Mihrac Ural’ı değil kendisinin, İnönü’nün bile kurtaramayacağını biliyor.
Yine de son kıyağını yapıyor!
Kıyak yaparken, “örgüt içine sızdırılan eleman kanadı”ndan da söz ederek zaten bilinen bir gerçeğin iyice ortaya çıkmasını da sağlıyor.
Ve Mihrac Ural, Nuri Gündeş’in kendisine “korkusuz eleman” demesinden övünme payı çıkarıyor.
Değişik arkadaşların söylediği doğrudur: Biz bu adamın bu kadar zavallı bir tip olduğunu bilmiyorduk!
Öğrenin işte!
Önemli bir iş daha yaptık ve Nebil Rahuma’yı Mihrac Ural’ın pis isminden kurtardık.
Nuri Gündeş, Mihrac Ural’ı Acilciler tarihi içinde öne itmek istiyor.
Bu amaçla kendisini katılmadığı eylemlerde varmış gibi gösteriyor.
Bu eylemlere Nebil ile birlikte katılmış gibi gösteriyor.
Mihrac Ural’ın da belirttiği gibi, Nuri Gündeş bu siteyi izliyor ve “yandı bizim oğlan” diyerek imdada koşmaya çalışıyor.
Antakya’yı iyi bilen arkadaşlar ANTAKYA MİT ACİLCİLERİ üzerine çalışmaya başlasınlar derim.
Engin Erkiner
Abonnieren
Kommentare zum Post (Atom)
Keine Kommentare:
Kommentar veröffentlichen